new hobby in town

Ilk once Haruki Murakami’nin Sahilde Kafka kitabinda cok sIk gecen piyanist referanslari, klasik muzikle ilgili trivia bilgileri.. Sonra kizlarindan birinin piyano digerinin keman ogrenmesini kendini ve cocuklarini paralaran Amerikali-Cinli Amy Chua’nin kitabi.

Ve sonuc son on gundur surekli klasik muzik dinliyorum! Gecen hafta internetten dinledigim DR P2 radyosunda her sabah Rus besteciler temasi altinda bir program vardi ve cok hosuma gitti. Iste kulakliklarimi takip klasik muzik dinliyorum ve konsantrasyonumu cok arttiriyor ve beni mutlu hissettiriyor.

gonullu

Kucuk yardimlarla buyuk degisiklikler yapabiliriz. Yardima ihtiyaci olan kadinlar, cocuklar ve hayvanlar icin herkes cerez parasi kadar bir sey de verse faydasi olur, ya da haftada 1-2 saat gonullu calissa eminim buna minnet duyan, yardim sayesinde hayati degisen insanlar yaratabiliriz.

Hayvan haklari icin mucadele eden WSPA.DK adli gruba uye oldum.. Her ay 100kr bagista bulunucam.

Morten da bir defalik 200kr gonderdi.

Ben Danimarka’da suresiz oturum izin icin puan topluyorum. Mesela 2.5 yil iste calismak 15 puan, dil sinavini gecmek 15puan filan. Puan alinan alanlardan biri sosyal hayatta aktif rol almak. Onumde iki secenek vardi o kounda: ya bir sosyal grubun uyesi olup 1 yil gonullu calisicam ya da 15 soruluk bir Danimarka kultur sinavini gecicem. Sinav cantada keklik, eminim gecerim. Ama ben bu sefer zor olani gonullu calismayi sectim. Dun internetten Dansk Flyttehjælp’e uye oldum. Beni aricaklar. Mesela sorunlu gocmen cocuklarina yardim, genc kadinlara yardim vs farkli yardim secenekleri var. Beni uygun bulduklari bir alanda gonullu calisicam. Bu benim icin motive edici, ilham verici ve faydali olabilir.

Gonullu calisarak isimde elede edemedigim manevi doygunluga ulasmak, birilerine yardimim faydam olsun istiyorum. Hem de 7 yil yerine 4 yilda suresiz oturma izin hakkimi kazanabilirim.

Dunyanin civisi

Son gunlerde can sIkIci cok sey oldu..

Norvec’te Cuma aksami sehir merkezinde bir bomba patladi. 7 kisi oldu. Haberciler hemen Al Qaida’dan suphelendi tabi. Sonra ayni saatte Oslo’ya yakin minik bir adada makine tufekli bir adamin politika yaz okulunda olan ogrencilere ates actigi ogrenildi. Adam polis kiyafeti giymis ve sudan baska kacacak yeri olmayan en kucugu 30 en buyugu 30larinda 90 kisiyi makineli tufekle oldurmus. Hemen ortaya cikti ki bunu yapan bir Yemenli, Libyali filan Arap degil Norvecli bir Neo Nazi’ymis. 32 yasinda yakisikli, sarisin, kendi firmasi olan bir Norvecli. Adam 9 yildir bu eylemi planliyormus. 1500 sayfalik teror kilavuzu yazmis internette. Ve her anini her kucuk detayi hesaplamis. Son mermisine kadar tum gencleri avlamis, v sonra teslim olmus. NOrvec gibi kendi halinde bir ulkenin basina bu gelmesi uzucu. Adam Muslman gicmenlerin Avrupa’ya gelmesinden sorumlu sosyal demokratlardan intikam almak onlara hadlerini bildirmek icin yapmis bunu. Asiri sagcilarin ve radikal Musluman teroristlerin hedfeleri nasil olur da ayni kapiya cikar. Cok uzucu. O adada kacisan cocuklarin ne korku cektigini dusunmek bile tulerimi diken diken ediyor. Kimi suya atlamis suda mermi almis. Kimi olu arkadaslarinin ustune atlamis olu taklidi yapmis. Kimi kosmus kacmayi basarmis. Norvec icin, fikir ozgurlugune, demokrasiye var gucuyle inanan kuzey halkinin bu aciyi yasamasina cok uzuldum.

Turkiye’de CH ilk once eger gazeteci Balbay ve professor Haberal hapisten cikarilmazsa yemin etmeyiz dediler. TBMM’de yeni hukumetin yemin torenine katilmadi. Sonra omurgasizligin daniskasini gosterip tipis tipis yeminlerini ettiler. Bu yeni CHP’nin AKP’den bir dahaki secimlerde iktidari alabilmesi icin gokten vahiy inmesi lazim. BAska turlu bu kadar sacma, hesapsiz davranma sorumsuzlugunu gosteren bir ana muhalafet partisi/lideri olamaz. BDP ise Hatip Dicle gibi buyuk isimlerinin hala hapiste tutmasini Ankara’ya gelmeyip Diyarbakir’da toplantilarina devam ederek protesto etti. Onlar da yemin etmedi. Ama fark var: onlar gercekten bu konuda ciddiydi ve yemin etmiyorlar. NE yazik ki 13 asker Dogu’da cikan bir yanginda – sebebi bilinmiyormus- oldu. Gecen haftasonu Mardin’de catisma ciki. Turkiye’nin dogusu kayniyor. Kurtler’læe nasil pazaraliklar donuyor bilmiyorum ama bu artan eylemler ve 17 yasinda sehit dusenler, cozumsuzlukler, acilimdan bahsettikleri halde tutarli ve kararli olamayan poltikacilar can sIkIyor. Aysel Tugluk Ozerklik ilan etmis Diyarbakir’daki on gun onceki toplantilarinda. Sonra bu ozerklik talebi olarak duzeltilmis filan filan. Ben bu gelismelerden korkuyorum. Ankara’da ogrenciyken Kizilay’dan gecerken ay simdi bomba patlarsa diye korkardim. Bilkent’ten cikmak istemezdim. Son yillarda bu korku azalmisti ve yok olmustu neredeyse. Korktugum yine bu korkulu gunlere geri donmek..

Somali’de aclik nedeniyle cocuklar ve hayvanlar pespese oluyor. 2011’de Yunanistan’in borclarini 180milyar dolar (borc) vererek kapayan Avrupa Birligi Somali’ye 500milyon dolar gondermis. Yunanistan’i kurtarmak daha oncelikli ve onemli?!! Sirada Itaya, Ispanya gelecek. Guney Avrupa’nin beceriksiz ve tembel ekonomisini kurtarmak yerine Afrika’yi kurtarsak daha adil olmaz mi! Ya da dunyada sosyal adelet mi var sanki.. Gonderilen yardimlar kontrolu elinde tutan Islami guc tarafindan hasta cocuklara ulastrilmiyormus. Ne aci..

Amy Winehouse 27 yasinda bu haftasonu ölü bulundu. Ilk cikisi sarkisi ”rehab” idi ve Begrad’daki rezalet konserinden sonra rehab’e gitmesi istenmisti. Kadin resmen dedi ki: ben nasil olsa bu eroinden kurtulamicam.. rehab’e gitmek istemiyorum.. birakin oleyim.. Cok yetenekli bir kadindi. Onun cikisiyla giysilerde vintage modasi agirlik kazanmisti, Duffy gibi sarkicilar turemisti, kadinlar dovmeye daha pozitif yaklasmisti. Bu kadar cok kisiye ilham verirken kendisini kurtaramamasina uzuldum.

tatilimiz

Blog’da verdigim yaz tatili arasi bitti. Yazmaya kaldigim yerden devam.

Bu ayin baisnda cok onemli misafirlerim vardi. Onlara misafir denmez ama biz sanki misafirmis gib onlari iyi agirlamaya, eglendirmeye, kendimizi ve etrafimizi begendirmeye calistik, cabaladik.

Annemle babam geldi kisacasi Kopenhag’a. Aradan gecen iki yilin sonunda onlarla Kopenhag’daki evimizde birlikte kahvalti etmenin, ogleye dogru evden cikmanin, aksam yorgun argin gelip xbox’ta oyun oynamanin, film izlemenin keyfini cikardik doyasiya. Ama doyamadik.. Yeniden gelmeleri lazim. Onlar cok ozel bir anne baba ikilisi. Pozitifler, sevgi dolular, yeni seyler denemeye aciklar, iyi gozlemciler, acik fikirliler, mutevazilar, dogayi seviyorlar, bizim yanimizda olduktan sonar ne dil problemini ne havayi sallamiyorlar. Hava soguk olursa bui havalari ozlediklerini, hava sicak olursa Kopenhag’in yazinin guzel oldugunu soyleyip ic rahatlatiyorlar. Morten’in israrlar yedirmek istedigi tam pismemis, marine edilmis balikli ogle yemegini bile yediler bizi kirmamak icin. Tiger’I, orda bulunan kucuk ve sirin seyleri seviyorlar- ayni ben. Ilk gelirken Munih-Kopenhag Ucaklarini kacirdilar cunku aktarma biletleri cok iyimser birini bile supeheye dusurecek kadar kisa aralikliydi. Baskasi olsa alacak baska bir sey bulamadin mi, ne bicim bilet bu diye soylenir.. Benim annemle babam Munih h.alaninda alisveris yapmislar, cay kahve icmisler Lufthansa’nin ucretsiz makinelerinden. Her ne kadar stresli ve mide agrisi yaratacak bir durum da olsa iyi tarafina odaklanmayi bildiler. Onlar hep boyle zaten. Belki hicbir zaman en iyi sartlarda yasamadilar ama kucuk seylerden mutlu olmayi bilen mukemmel insanlar benim annemler. Aslinda imkanlari daha cok olsa harika turist olurlardi.

Birlikte

04 Pazartesi h.alaninda heyecanli bekleyis

05 Sali Frederiksberg Have + Frederiksberg’de ogle yemegi+aksam Islands Brygge’de dolastik

06 Carsamba Dragør (annemin meshur gulhatmi cicek sevgisi+ogle yemegi+Morten’la ben yuzduk+annemler ustsuzlere guldu J

07 evde miydik?

08 Cuma Annemle alisveris Fields’ta, babamla Morten Fisketorvet’a gitti

09 Ford s-max’i teslim alip Cumartesi Knuthenborg Safari Park

10 Pazar Horsens

11 Pazartesi dogumgunum! Botla Ry’ye ve Himmelbjerget’e gittik

12 Sali Legoland

13 Carsamba Kopenhag’a dönüs

14 Persembe annisle babise veda

15 Cuma evde sessizlik.. Deniz’in veda partisine yalniz gittim

16 Cumartesi kiralik arabamizi geri verdik. Aksam Ali’nin d.gunune gittik.. normale donmeye basladi hayat..

Ne yiyorsak o’yuz!

Dun yazdigim gibi Fitday.com’a o gun yediklerimi yazmaya devam ediyorum. Bugun 3. gün. Bunu surekli yapmak mumkun degil. Ancak hedefledigim kilo/fit goruntuye ulasana kadar disiplini elden birakmamak adina yediklerimi kayit etmeye devam.

Sabah müsli yedim ve ogleyin brokolili, balikli, fasulyeli guzel bir yemek yedim.

Fitday.com’un grafigine bir bakayim yediklerim nasil gorunuyor diye..

Bakinca gorulen sey yediklerimiz farkli tat ve goruntudeler ama asil onemlisi yediklerimiz mineral, vitamin, protein, karbonhidrat, yag kümeleri.

 

 

 

 

Sütte bile bu kadar cok karbonhidrat bulunurken onlardan uzak kalmakta zorlaniyorum acikcasi. Protein, mineral ve B,D, A vitaminlerinden bol aldigim icin bana kocaman bir aferin. Mineraller cok ilginc. Selenyum diye bi mineralden haberim yoktu. Burda baya selenyumlu bir seyler yedigim fark edince arastirdim pek faydaliymis. Bagisiklik sistemini guclendirirlermis, tiroidlerin iyi calismasini saglarlarmis, kisinin daha guclu psikolojiye sahip olmasina yardim edermis. Karides, cekirdek, ceviz, yumurta ve tavukta bol bulunurmus. 

Yedigimiz brokoli, kraket, süt boyle grafiklerde ifade edilince bilincli beslenme konusunda daha cok motive oluyorum.

Balik!

Haftada en az bes ögün balik’li bir “sey”ler yiyorum. Max 10 bile olabilir. Bugun ogle yemegimde köri soslu balik yedim aksam da balik koftesi gibi bir sey. Danimarka’da yasamanin avantaji  ve benim nerden geldigini anlamadigim, beniu ailede tek kilan “denizden babam ciksa yerim” diyen istahim diyelim.

Deniz urunleri benim icin vazgecilmez olsa da asla asagida fotografini ekledigim, igrenc gorunumlu yilan baligini yiyemem. Onu orda gorunce icim bi tuhaf oldu!!! Igrenc di mi.. Yanindaki sarilar da kotu gorunuyor, onlari da istemem..

 

Ustteki balik dolabini acmamla kapamam bir oldu supermarkette.

Bu kotu surprizin yaninda bir de iyi surpriz vardi. Bizim civardaki balikcida Morten cipura’nin bir akrabasini bulmus. Neredeyse cipura.. cok benziyor belki de cipura’dir.. emin degilim ama guzeldi. biz cipura niyetine yedik.

Transformation begins!

Son aylarda (Nisan’dan beri) kalori sayma aliskanligimdan taviz vermeye basladim. Ekim ayinda 48kg iken Nisan-Haziran itibariyle 50kg’yi gormeye basladi tarti. Haftasonlari kendimizi simartalim diye yedigimiz kraker peynirler, saraplar, fitness’a daha nadir gitmeler, aksam yenilen chunky&monkey dondurmalar, ogle yemeginde sicaklarin tabagimda artan yeri derken bu kilo artisina, buyuyen gobege sasirmamak lazim.

Bu sabah uyandigimda 50.01 kg ve yemekten hemen sonra 51.5kg idim. Hedef ne: 2 numarali basliktaki kiz gibi olana kadar ugrasmak! Yok hayir, o kadar da degil.. Kendimce fit olup, 48 kg de kalmak.. Mutevazi istekler bunlar :)

Simdiii bu haftasonu karar verdim yine gecen yaz yaptigim gibi kuralci olacagim ve kalorileri saymaya, sporu arttirmaya baslayacagim.

1) Morten ile tenis klubune uye olduk. Bu haftasonu hem cumartesi hem pazar tenis oynadik. Eglenceli ve rahatlatici tenis oynamak. Dun 20 dak toplam bisikletle gittim geldim, 50 dakika tenis oynadim: 482 kalori!

2) Interval training’in basarili olup olmayacagini hep merak ederdim. 20.06 bugun itibariyle Cek guzeli Zuzana ile birlikte bu merakimi gidermeye basladim. Bugun bu bu siteden ilk egzersizi yaptim bile. Tabii warm-up’i atlamadan.

Bu kiz 29 yasinda ve vucudu mukemmel. Sevgilisi Freddy ile her hafta yeni video ekliyorlar. 10 dakikalik cok yogun programdan olusuyor her video. 1 saat uyuz modda calismaktansa 10 dakikalik programlarla kas oranini arttirmaya calisiyor interval training. Deneyip yorumlarimi burda yeniden yazacagim.

3) Kalori saymak demis miydim! Benim ebatimda ve fizigimdeki diger cinsiyetdaslarim gibi gunde ortalama 1600 kaloriyi zaten hicbir sey yapmadan, sadece nefes alip vererek harciyorum. Eger gunluk kalori alimim 1200 civarinda kalirsa o gunu -400 kalori ile kapatmis olurum. 7000 kalori 1 kilo demek oldugu icin 18 gunluk bir surecte, hic spor yapmadan, 1 kilo verebilirim. (Amacim sadece kilo vermek degil ayni zamanda saglikli beslenmek ve fit olmak oldugu icin spor da isin icinde olacak mutlaka. )

Bu aksam ne yedim?

-haslanmis kucuk bir dari (annemin yaptigi gibi! :) 75 kalori

– Danimarka’da konservede satilan “balik yuvarlagi”: 100 gr 100 kalori ben 150 gram yedim: 150kalori

Icine biraz acili sos ve zeytinyagi koydum; 50 kal ekliyorum..

– dondurulmus sebzelerden yapilmis haslama: az bi sey goz karai 50 kal diyelim

– 2 bardak 0,1% yagli sut: 200 gr *2 =400gr yapar.Sut 100gr 38 kal idi toplam 152 kalori

– 1 aci biber

Toplam: 427 kal

Ökolojik, taze, 0,1% yagli sut: Ilac!

4) Sadece saymakla kalmada FITDAY.COM da tum yediklerimi tek tek usenmeden girmek. Aktiviteleri ve yediklerini yazinca asagidaki gibi harika bir sonuc gurur tablosu olarak karsima cikti..Motivasyon icin mukemmel. Sari harcanan, yesil aldigim kaloriler. Kisacasi gunu -924 kalori ile kapatiyorum (su an saat 20:14 ve gaza gelip bir seyler atistirmazsam tabii). Dunu -1,015 kal ile kapatmistim. Yani 1 kilo kaybetmeye 7000kal-1939=5061kal kaldi. Eger bu disiplini korursam bu Pazar gunu 49 kilo uyanabilirim..

Kilo vermek boyle hesaplayinca cok kolay! Ama iste taviz vermemek, sabirli ve azimli ve de hareketli olmak lazim..

disardan

biraz da fotograflayalim 2011’i. son haftalarda cekilen fotograflar.. ise giderken.. h.sonu gunesin ciktigi ender h.sonlardindan..vs..

 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Maymun

Ben Maymun istahlinin tekiyim.

Film ve film elestirmenligi hakkinda iki Ingilizce kitap aldim Amazon.cu.uk’den. Okudum. Hazirim di mi film elestirilerimi yazmaya.. Dun birkac satir yazdim.. Pek olmadi.. Kasti. Kenara…

Oturup ugrassam ya.. O masadan bir filmi duzgunce, icime sinecek sekilde hazirlasam ya.. Yok.. Kitaplar bitti.. Simdi bahane kalmadi.

Son gunlerde cok iyi filmler izledim:

Alfred Hitchkok – Birds (Kuslar) 1965 — 5/6

Alfred Hitchkok – Vertigo (Yukseklik Korkusu) 1968 – 5/6

Roman Polanski – Repulsion (Tiksinti) 1965 – 6/6

Bu filmlerden biri icin p*p*mu kaldirmadan oturup guzel bir elestiri yazmam lazim.

Yazmazsam maymun istahlidan maymuna terfi edecegim! Gonullu olarak.

Secim sonuclari

12 Haziran 2011 secimlerini kazanan iki taraf oldu:

1) Muhafazakar Turkiyeà AKP 3. kez ust uste yuzdesini arttirarak sampiyon oldu. %49,91 demek oy kullanan her iki kisiden biri AKP’ye oy verdi demek. 43 milyon oydan 21 milyon oy aldilar. Iktidardan kimse bikmamis, parti yorgun dusmemis ve AKP zaferle cikmistir.

Meclisteki 550 koltuktan 326 si AKP’li milletvekili. AKP anayasayi degistirmek istiyordu, 330 m.vekil ile referanduma gidebilirler 367 vekil ile referandumsuz degisiklik yapabilirlerdi. 326 oy ile refeandum icin CHp, MHP, bagimsizlarla konusmasi anlsmaya varmasi gerekecek.

Ya da 4 kisiden ne cikar. Iki dakikada transfer ediverir onlari.

2) Kürt taban à 10% sacma barajina ragmen 36 milletvekilini soktular meclise. Turkiye kelimesini duyunca tuyleri diken diken olan temsilciler Milletvekili maasi alacaklar ve o statuyu kullanacaklar. Kurt sorununu cozmek icin odenmesi gereken bedellerden biri de bu olmak zorunda artik geri donusu yok. Duzgun ve terbiyeli davranmalarini, o unvani hak edecek sekilde davranmalarini ve kaos degil hakikaten yapici onerilerle daha duzgun isler cikarmalarini bekliyoruz.

Bu basarilari %10 barajina gerek olmadigini gosterdi. %6 ile 36 milletvekilini bagimsiz olarak soktu iceri BDP.

CHP kendini avutmaya devam etsin, dökuldu.. %26 ne demek?! Izmir’de diger bati illerinde batirdi.. Ya bu parti yenilenecek kendini ispatlayacak ya da biz AKP den asla kurtulamayiz.

MHP kaset rezaletini, Bahceli’nin sIkIci uslubunu uzerinden ne zaman atar bilinmez. O daha da umutsuz vaka..

Bu kaybeden partilerin yaninda secim sistemimiz de kaybeden. Televizyonda tartisma programina cikmayan Basbakan’a bir tane zor soru soramadi medyamiz. Yalakalik medyanin en buyuk hastaligi. Amerika’da debate’siz secim olmasi ihtimal bile olamaz. Bizim gercegimiz.

Erdogan Balkon konusmasinda avaz avaz bagirdi. Onun konusmasini anlayamadim. Cunku ses tonu savasa giden katirlari kipirdatmak icin yaratilmis adeta.. Bagirmasindan tam anlayamasam da herkesi kucaklamaktan, kibiri sevmediginden bahsetti. Yemezler. Turkiye’deki hapisteki gazeteci sayisi Cin’den bile daha fazla. Blog yazarlarina, gazetecilere, karikaturistlere, kendini elestiren herkese ”bana hakaret ettin” deyip dava aciyo. Ifade ozgurlugu menzilinde gitmiyoruz ve bu balkondan bagirip cagirmakla olmuyor iste.

Ben ekonomimiz soz konusu oldugunda on yillarda izlenen politikalar ve kararli yaklasim sayesinde iyi yonde ilerleyecegimize inaniyorum. Turkiye binalar, yollar, cafeler, alisveris merkezleri ne bakinca her gittigimde daha ”modern” daha cekici daha goze guzel gorunuyor. Yuzeysel ve materyalist bir iyilesme. O da gerekli ama ici ifade ozgurlugu, unvana bakdan sadece birilerine insan oldugu icin saygi duyma, duyarlilik, egitim, görgü gibi degerlerle doldurulmazsa tehlikeli. Turkiye’deki durum bu. Modernlik sadece dis gorunuste araniyor. Yeni bina yaparak modern olamayiz. Katar’da Dubai’de en yeni en buyuk binalar var. Ama kadinlar carsafla geziyo. Suudi Arabistan’da kadinlarin araba kullanmasi yasak. Kisilik haklari, kadin erkek cocuk gozetmeden insanlar tarafindan biliniyor ve kullaniliyor olmali.

Daha muhafazakar bir ulke oldugumuzu sadce Izmir’e gidip gelerek bile gorebiliyorum. Burada olsa o hava askili atletle terlikle dolasir insanlar.. Izmir’de hep sanki daha uzun etekler, dahal bol pantolanlar, daha kapali t-shirtleer goruyorum. Izmir’de yine de giyiliyor bunlar. Konya’da AKP %70 oy almis. Orada ne giyecegiz bu yil? Peki 10 yil sonra?? Kadinlar sokakta markete giderken kendini sculu mu hissedecekler? Izin mi isteyecekler disari cikmak icin? En basit haklar cin kadinlar erkeklerinden izin mi isteyecekler? Altlarinda en guzel arabalarla en ihtisamli restoranlarda yemek yerken?

AKP’nin yaydigi dindarlik ve muhafazakarlik dalgasi, kazananlar klubunun bonusu gibi durdugu icin daha cok taraftarlari olacak.. Ve iste Turkiye’yi bundan ancak aklini basina toplayacak ve deli gibi calisacak bir CHP olabilir.